Antakya ‘nın yüzde 80’i hatta daha fazlası yıkıldı, bir çok mahalle tarihe karıştı.
Her yer boş bir arazi. Ben doğma büyüme Antakyalıyım ama kendi sokak ve caddelerimizi, mahallelerimizi artık tanımıyoruz. Bir çok yerde halen kaldırılmayan enkazlar var.
Enkazlar içinde halen cesetler var. Bir çok yer de elektrik ve su yok.
Halen barınma sorunu var. Çarşı pazar işlemeye başladı ama esnaf insafsız, zaten mağdur insanları kazıklayabildiği kadar kazıklamaya çalışıyor.
Kalan üç beş ev var, kiralar uçtu, ev sahipleri vatan haini gibi davranıyor, kiraları çok yükseğe çektiler. Hafriyat kamyonları halen terör estiriyor, kural tanımıyorlar, aşırı hız ve vahşice araç kullanıyorlar, depremin öldürmediği insanları katil kamyon şoförleri ezerek öldürüyor.
Yemek sorunu var, kış geldi giyim ihtiyacı var. Eğitim öğretim başladı, ihtiyaç sahibi çok çocuk var.
7 ay oldu, ilk günden bugüne kadar Antakya Hatay yağmalandı ve hırsızlık olayları devam ediyor.
Ev ve işyerleri yağmalandı, evlerin içi bitti, son aylarda artık apartmanların çelik kapıları, su saatleri ve herşey halen çalınıyor…
Antakya depremin etkisini gösterdiği en önemli bölge ama kaderine terk edildi…
Tarihi bir çok bina yıkıldı. Normalleşme çalışmaları var ama hiçbir şey eskisi gibi asla olmayacak. Çadır ve konteynerler de yaşam zor.
Yağışlar başladı, çadır ve konteynerlerin içi ve çevreleri adeta göle döndü.
Televizyonlarda Antakya normalleşiyor diyor ama zor.
Daha 5 yıla kadar ancak normalleşmeye başlıyor gibi olur ve ancak 10 yıla herşey normalleşir… Neyse sustum.